Sorumluluk Sigortaları Konusunda Yeni Düzenlemeler

17 Mayıs 2005 Salı akşamı Güneş Sigorta Konferans Salonunda gerçekleşen Konferansta Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Sayın Yrd. Doç. Dr. Kerim ATAMER seçkin bir topluluğa hitap etti.

 

Hoş geldin kokteyli ile başlayan toplantıda Başkan, Sorumluluk Sigortalarının, gerek sektörümüz gerek toplumumuz için öneminden bahsetti ve bu konudaki çalışmaların çok geç kalmış olduğunu vurguladı.

Dr. Atamer ise konuşmasında, Sorumluluk Sigortaları konusunu Türk Ticaret Kanunu ve Genel Şartlar bağlamında ele aldı ve 5 yıldan bu yana yapılan çalışmaları özetledi.

Konferans, katılımcıların sorduğu sorular ve panelistlerce verilen cevaplardan sonra sona erdi.

News 132

Başkanın Açılış Konuşması

Değerli Konuklarımız, Sevgili Üyelerimiz,

Toplantımıza hoş geldiniz. GESİD Yönetim Kurulu adına hepinizi saygı ile selamlıyorum.

Bu gün son derece önemli ve güncel bir konu ile huzurlarınızdayız.

Sorumluluk Sigortaları konusu sektörümüz için olduğu kadar, toplumumuz için de hayati önemde bir konudur.

Gelişmiş ve çağdaş ülkelerin aksine, ülkemizde çok az alanda ve sayıda sorumluluk sigortası, zorunlu olarak uygulanmaktadır. Buna rağmen, ülkemizde "sorumluluk sigortası" arzı toplam prim üretimimizin % 1 ine bile ulaşmamaktadır. Sorumluluk sigortaları; genel ve özel şartları ile ve poliçe düzenleme incelikleriyle zor ve uzmanlık gerektiren bir sigorta branşıdır. Bununla birlikte potansiyel hacmi ile sigorta şirketlerine kar, acentelere gelir, eksperlere yeni iş alanları getirecek bir kaynaktır.

Bundan çok daha önemlisi, toplumumuza, insanımıza "sorumluluk", "hak arama" kavramlarını hatırlatacak, gündelik yaşantımızda başkalarının kusurundan dolayı mağdur olma keyfiyetine son verecektir. Toplumumuzun gelişmişlik ve refah düzeyi yükselecek, kişisel sürtüşmeler azalacaktır.

Kuşkusuz bu gelişme, sadece sorumluluk sigortalarının varlığı ile ya da zorunlu hale getirilmesiyle gerçekleşemez. Önce insanımızda ?Sorumluluk? bilinci gelişirse, başkasının kusurundan şöyle veya böyle etkilenenler ?hakkını aramak? için girişimde bulunmaya başlarsa, başkasına bilerek veya bilmeyerek zarar veren kişi ?zararın ceremesini çekmek? zorunda olduğunu bilirse, yani sorumluluk bir kural haline gelirse, yasal dayanağı oluşursa, sorumlunun kendini korumak amacı ile, bir güvence olarak sigorta yaptırması da otomatik olarak gündeme gelecektir. Sigorta ile, sorumluluğunu topluma karşı güvence altına alan kişi veya kurum, ihmal derecesine bakılmaksızın, başkalarına verdiği zararı karşılayacağını önceden göstermiş olacak ve varlığını böyle sürdürebilecek, mesleğini ancak bu şekilde icra edebilecektir.

Bu karşılıklı etkileşim ve oto-kontrol sayesinde, meslekler, görevler Bu karşılıklı etkileşim ve oto-kontrol sayesinde, meslekler, görevler Hem Ticaret Kanunu Tasarısı Komisyonunda hem de İhtisas Komitesinde görev yapan üye sıfatıyla, sorumluluk sigortalarına ilişkin olarak her iki metinde yer alan temel hükümleri karşılaştırmaya çalışacağım.

Tasarı ve MSGŞ, ?sigorta ettiren? ve ?sigortalı? kavramlarını kesin çizgilerle ayırmıştır; sigorta ettiren, sigortacıyla sözleşmeyi bağıtlayan kişidir. Buna karşılık sigortalı, sigorta edilen menfaatin sahibidir. Sorumluluk sigortasında sigortalı, tazminat borcunu doğuran sorumluluğun öznesidir. Tasarı, zarar gören kişi ile sigortacı arasında doğrudan hukuksal ilişkiler kurmuştur; buna karşılık MSGŞ, zarar gören kişi ile ilgili bir düzenlemeye yer vermemiştir.

Tasarı ve MSGŞ, yürürlükteki Ticaret Kanunu hükmüne koşut olarak, poliçenin düzenlenip teslimi için süreler öngörmektedir. Sözleşmenin doğrudan veya temsilci vasıtasıyla kurulduğu hallerde, bu süre, bir gündür.

Tasarıda yalnızca sigortalının kendi sorumluluğu değil, sigortanın bir işletme için yapılmış olduğu hallerde, o işletmenin temsilcisinin, yöneticisinin, denetçisinin ve diğer çalışanlarının sorumluluğu da sigorta kapsamına alınmıştır. Buna karşılık MSGŞ yalnızca sigortalının kendi sorumluluğu için himaye öngörmektedir; ek prim ödenerek himayenin genişletilmesi mümkündür.

Tasarı, ?sigorta süresi? içinde meydana gelen ?olay?lardan doğan sorumluluğu sigorta etmektedir; zararın daha sonra doğması bu açıdan önem taşımamaktadır. Dolayısıyla Tasarıda, milletlerarası sigortacılık uygulamasında ?occurrence based? olarak bilinen esas tercih edilmiştir. Ancak bu düzenleme emredici değildir, dolayısıyla taraflar başka bir esası seçmekte serbest bırakılmıştır. Sigortacıya yöneltilecek talepler için zamanaşımı süresi ?olay?dan itibaren beş yıldır; dolayısıyla bu süre yasal bir sunset işlevi görmektedir. Buna karşılık MSGŞ, milletlerarası uygulamada ?claims made? olarak bilinen esası tercih etmiştir ve hem ?olay?ın hem de ?talep?in sigorta süresi içinde ihbar edilmesi zorunluluğunu getirmiştir. Ayrıca, olayın sigorta süresi içinde ihbar edilmiş olması şartıyla bir yıllık ?uzatılmış bildirim süresi? ("extended reporting period") öngörülmüştür; taraflar, ?geçmişe dönük işlerlik tarihi? (retroactive date) kabul etmek hususunda serbest bırakılmıştır.

Tasarı ve MSGŞ, hem olayın hem de talebin bildirilmesi için ihbar süreleri düzenlemiş, ayrıca ihbardan sonra sigortacı tarafından yapılacak iş ve işlemler ile sigortacının yetkileri (claims control) hakkında ayrıntılı düzenlemelere yer vermiştir. Tasarıda ve MSGŞ'de, halefiyet ve zamanaşımı da hüküm altına alınmıştır. Ayrıca MSGŞ, uygulamada sorunlara yol açan bazı hususlarda tamamlayıcı hükümlere yer vermiştir (uygulanacak hukuk, yargı yeri gibi).

Tasarının ve MSGŞ'nin kabulüne ilişkin süreçler halen devam etmektedir. Bu süreçlerin sonunda Türkiye'de sorumluluk sigortalarının gelişmesi için elverişli bir yasal zeminin sağlanacağı ümit edilmektedir.

 

Sayın Klara Kandiyoti? ye teşekkür ederiz. İncelemek için lütfen  tıklayınız.

 

Showcases

Background Image

Header Color

:

Content Color

: